1 Mayıs 2010 Cumartesi

Ders: Hayat Bilgisi


Öğretmenin içeri girdiğini kimse umursamıyor gibiydi. Teneffüsü biraz daha uzatma niyetindeki lise üçüncü sınıf öğrencileri biraz senenin ilk dersi olmasından ama daha çok öğrenci olmanın gerekliliğince kendi havalarındaydılar.


Masaya notlarımı bıraktım ve hiçbir şey demeden onlara baktım. Ne de gamsız görünüyorlardı. Uzun bir hayat vardı önlerinde. Onları bu kadar cıvıl cıvıl kılan bu muydu?

Öğretmen sessizce ayakta duruyor, öğrencilerin kendisini farketmesini bekliyordu. Başı sabit, gözleri usul usul sınıfı tararken cam kenarında oturan dikkatli bir öğrenci, öğretmenin yüzünde oturan tebessümü farketmişti. Çocukların birbirlerine sataşmaları gitgide azaldı. "Oğlum öğretmen bakıyor" tembihleriyle kendi kendilerini hizaya sokan öğrenciler şimdi suspus olmuşlar ayakta öylece bekleyen öğretmene bakıyordu. Öğretmen de onlara. Artık mutlak sessizlik hakimdi sınıfa.



Öğretmenin yüzündeki tebessüm biraz daha büyüdü. Öğrencilerin gözleri parladı, ikinci sırada oturan çekik gözlü kızın gözleri çizgiye döndü. Öğretmen şimdi başıyla sınıfı tarıyordu. İnce dudakları sımsıkı kapalı bir şeyler söylüyordu sanki onlara. Hemen herkes yeni bir şeyin eşiğinde olduğunun farkındaydı.




Bu yaşta, hep uzak düştüğüm öğretmenliğe adım atmak... "içimdeki çocuk" klişesinden uzak kalmak için çocukların içinde kalmayı yeğlemiştim! Eşe dosta böyle diyordum elbette. Bir asır kadar geride kalmış üniversite yıllarında idealist duygularla aldığım formasyonun tüm insanlık kadar eski bir güdünün içimde birikerek arıza çıkarmasını engellemek, bir anlamda güdüyü belli bir kalıba sokmak, kabul edilebilir bir seviyeye çekmek ve içimdeki azgın atı sınırlamak yerine (çünkü bu vahşi ile girişeceğim mücadeleyi kazanacağımdan hiç de emin değilim) onu usul usul yemleyerek asimile etmek için bir vesile olacağını nasıl bilebilirdim ki. Hayatın neler getireceğini bilemiyorsunuz işte. Üstelik bu öğretmencilik oyunu bana biçilen idealist ve hümanist payeleri artırmıştı da..




İşte böyle başlamıştı her şey, ekoseli etekleriyle kızların arasında dolaşmaktan duyduğum içgıdıklayıcı keyif, cigaranın dumanının seksapel ikiziydi.

...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder